Diyet yapan kişiler genellikle tuzdan uzak dururlar. Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi, yanlış bilgi sahibi olmaktan kaynaklanır. Tuzun fazla tüketimi ne kadar zararlıysa, az tüketilmesi de aynı derecede zararlı olabilir.

İyot, vücutta tiroit bezlerinin ürettiği bir hormon olan tiroksinin yapısında bulunur. Tiroit hormonu vücudun enerji harcama hızını etkiler. İnsan vücudunda kanda belirli oranda tuz bulunması, alınan besinlerin emilimi ve hücrelere taşınması için gereklidir.

Tuzun yetersizliğine bağlı olarak; endemik guatr, boy kısalığı, cücelik, zeka geriliği gibi sağlık sorunları görülebilir. Ülkemizde ise iyot yetersizliği ve iyot eksikliğine bağlı hastalıkların görülmesi oldukça yaygındır.

Özellikle spor yapan kişilerin vücudundan belirli oranlarda tuz kaybı yaşanır. Bu kayıp yerine konulmadığı taktirde bazı problemler meydana gelebilir.

Fazlası vücuttan dışarı atılmak istenen tuz, vücutta yeterli su bulunmadığı takdirde hücrelerde yapısal farklılıklara sebep olarak ciddi rahatsızlıklar söz konusu olabilir.

Günlük tuz ihtiyacı yetişkin bireyler için 3-5 gram civarındadır. Araştırmalar normal beslenen, ishal, spor nedeniyle aşırı terleme gibi nedenlerle tuz kaybetmeyen kişilerin ayrıca yemeklerine tuz eklemesine gerek olmadığını ortaya koyar.

Her maddede olduğu gibi fazla tuzun da zarar verdiği de bir gerçektir. Tuz uzak durulması gerektiğine inanılan üç beyazdan biri olarak adlandırılır ancak bu hiç tuz tüketilmeyeceği anlamına gelmez.

Bu nedenle piyasada bulunan sağlıklı ve sağlıksız olan tuzların içeriğini bilmek oldukça önemlidir.

Sofra Tuzu

Rafine tuz da olarak bilinen sofra tuzu; yer altı kaynaklarından, yüksek sıcaklıkla işlenmesi sonucu ortaya çıkar ve çok fazla sayıda kimyasal prosedüre maruz kalır. İşlenme sırasında uygulanan ısıl işlem, tuzun kristal yapısını bozar ve farklı bir molekül yapısına dönüşmesine neden olur.

Topaklanmayı önlemek için sofra tuzuna birçok farklı kimyasal eklenir. Bu kimyasallar alüminyum içerebilir ve son araştırmalar alüminyum alımının, Alzheimer başta olmak üzere birçok nörolojik hastalığa neden olabileceğini gösterir.

Ayrıca çok fazla sodyum içeren sofra tuzu, diğer tuzlara göre oldukça sağlıksızdır ve uzmanlar tarafından kullanılması önerilmez.

Kaya Tuzu

Kaya tuzu; yeraltının derinliklerinde bulunan doğal ve katı tuz kitleleridir. Bileşiminde sodyum ve klorürden başka 84 ayrı mineraller içeren bu tuz, insan vücudunun da ihtiyacı olan mineralleri tek başına karşılama gücüne sahip olan bir tuz çeşididir.

Ülkemizde Çankırı, Nevşehir, Çorum, Yozgat, Kars, Iğdır gibi birçok ilde kaya tuzu yatakları mevcuttur. Kaya tuzlarının büyük bölümü kimya ve sanayi alanında kullanılırken, sadece %3’lük bir bölümü beslenme amaçlı olarak kullanılır.

Sporcuların beslenmesinde sıklıkla kullandığı bu tuz, ödeme neden olmaması ile ünlüdür.

Deniz Tuzu

Genellikle tuzlu su göllerinin, deniz ve okyanus sularının buharlaştırılması veya deniz üzerindeki minerallerin süzülmesi ile üretilen deniz tuzu, sporcular için iyi bir alternatiftir. Sofra tuzu ile benzer soydum klorür içeriğinin olmasının yanı sıra rafine edilmemiş olması ve zengin mineral içeriği deniz tuzunu daha tercih edilebilir kılar.

Deniz tuzu, sodyum ile beraber içerisinde çinko, magnezyum ve demir gibi sayısı 90’ı bulan birçok farklı element içerir. Bu maddeler, deniz tuzuna gerekli lezzeti ve tadı da veren özelliğidir.

Ancak deniz tuzunun da bazı riskleri bulunur. Bunun sebepleri ise tamamen çevre koşullarıdır. Kirlenen su kaynakları, beraberinde buradan elde edilen tuzu da kirletir. Özellikle kirli denizlerden gelen tuzlarda ağır metaller, hatta hormon bozukluğuna sebep olan plastik kalıntıları olabilir.

Bu sebeple eğer deniz tuzu kullanılacağında, hangi şartlarda geldiğinin bilinmesi ve iyi bir etiket okuyucusu olmak şarttır.

Himalaya Tuzu

Himalaya tuzu denilince akla hemen pembe renk gelir. Bu tuz; oksitlenme sebebiyle pembe renkli, daha hafif bir tadı olan ve Himalaya dağındaki tuz yataklarından çıkartılan çok değerli bir tuz çeşididir.

Bu kadar değerli olmasının sebebi; içeriğinde sodyumun yanı sıra yüksek oranda fosfor, kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum, çinko, selenyum, bakır, brom, zirkonyum ve iyot gibi 60 kadar element bulundurmasıdır.

Himalaya tuzu kan bancını ve hacmini düzenler. İçeriğindeki sodyum bilgilerin sinir sistemi iletimine ve kas kasılmalarına yardımcı olur. Kısacası bu tuz, insan vücudunun detoksu için kullanılır denilebilir.

Sahte olmadığı sürece himalaya tuzları, içerisinde vücuda zararlı maddelerin bulunmadığı tuz çeşitleri arasındadır. Bunun sebebi ise, tuz yatağının oldukça eski olmasıdır.

Ayrıca düşük sodyum içeriği birçok ‘tuz sever’ için daha fazla tuz tüketimi anlamına gelir. Eğer tuz tüketiminden vazgeçemeyen biriyseniz, Himalaya tuzu daha az zarar görmek için iyi bir tercih olabilir.

1 Yorum

  1. Jülide

    3 Ocak 2020 at 22:51

    Kaya tuzu kullanıyorum fakat iyotlu mu iyotsuz mu kullanmak gerek onda hep kararsız kalıyorum,marketlerde iyotlu Kaya tuzu yerli üretim bulmak çok zor ben de rafine edilmemiş iyot ilavesiz değirmende öğütülen alıyorum genelde siz ne önerirsiniz,teşekkürler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir