Yemek konusu insan hayatında sadece kilo ve görüntüyle alakalı gibi gözükse de aslında durum sadece bundan ibaret değil.
Sağlıklı beslenmek, doğru malzemeleri seçmek, sıvı tüketmek, belirli saatlerde yemek, günlük enerjinizi ve psikolojinizi etkileyen şeylerdir.
Eğer beslenme konusunda belirli bir programınız olursa bu konuda zorlanmak yerine hayatınızı çok daha kolaylaştıracak adımlar atabilirsiniz.
İşte beslenme konusunda sizi süper kahraman yapacak adımlar:
- Yeni yiyecekler deneyin.
Kendi yiyecek repertuarınızı sınırlamayın, başkalarından duyduklarınızla yola çıkmayın. Belki de uzun zamandır denemediğiniz şeyler hoşunuza gidecektir ve sağlıklı yiyecek alternatifleriniz artacaktır.
- Yemeğinize dikkat gösterin.
Hayatımızın her alanında olduğu gibi yemek alanında da farkındalık büyük önem taşıyor. Yemek yerken daha çok farkında olmaya çalışın. Yemeğin tadına, dokusuna ve çiğnerken farkına varın. Acele etmeyin. Bunları yaparken televizyonun ya da bilgisayarın karşısında olmayın.
- Daha yavaş yiyin.
Bir ısırık daha almadan mutlaka bir es verin. Yemek yerken mutlaka ihtiyacınız kadarını tükettiğinizden emin olun. Unutmayın ki doyduğunuzu ancak 20 dakika sonra anlayabiliyorsunuz.
- Stresli yemenin başka yollarını bulun.
Stresliyken yemek yemek normal yediğiniz zamanlara göre vücudunuza daha farklı etkilerde bulunuyor. Stresli zamanlarda buzdolabınızın karşısına geçmek yerine mutlaka farklı aktiviteler koyun, maniküre gitmek, spor yapmak gibi…
- Etiketleri okuyun.
Yediğiniz şeylerin üzerinde her ne zaman kalorisiz ya da diyet yazsa da, şeker yerine kullanılan birçok kimyasal madde size zarar verebilir. Bu nedenle şekerden kesilen ürünler başta olmak üzere mutlaka etiketi okuyun.
- Daha fazla evde pişirin.
Yemeği tanımanın en iyi yolu onu kesinlikle kendinizin yapmasından geçer. Böylece malzemeleri kendiniz seçebilir, pişirme derecenizi ayarlayarak vitaminlerini koruyabilir, yağ ve tuz oranını kontrol edebilirsiniz.
- Bir rutin geliştirin.
Böyle rutinlerin sonrasında yorgun olsanız hissetseniz artık kendi yemeğinizi ve atıştırmalıklarınızı otomatik olarak hazırlar duruma geleceksiniz.
- Mutfağınızı tanıyın.
Her türlü abur cuburu kendinizden uzaklaştırın. Tezgahın üzerinde sağlıklı meyvelerin durduğu bir kase yapın. Buzdolabınızdakiler sizin seçiminiz olsun.
- Yemek günlüğü tutun.
Gün içinde ağzınıza attığınız küçük atıştırmalıkların farkına dahi varmıyoruz. Yemek günlüğü tutmak hem bunları fark ettirecek hem de size olduğunca disipline sokacaktır.
- Kendinizi asla açlığa alıştırmayın.
Hepimiz bunun nasıl gittiğini biliyoruz, belirli bir noktadan sonra ya lahmacuna ya da kurabiyelere sarabiliyoruz. Bu nedenle siz siz olun açlık oyunları başlamadan kendinize sağlıklı atıştırma rutinini alıştırın.
- Porsiyonlamayı öğrenin.
“Ne de olsa kepekli makarna” diyerek bir çanak dolusu makarnayı yemeyin örneğin. Onun yerine ölçü kaplarını kullanın.
- Daha küçük tabaklar kullanın.
Bu da aynı öneme sahip kurallardan bir tanesi. Tabağınızı hatta çatal ve bıçağınızı küçültmek hem az hem yavaş yemenizi sağlayacak (chop-stickler de buna bir çözüm!)
- Sebzeleri önce yiyin.
Bir masaya oturduğunuzda, hazır tabağınızda ya da açık büfede, kısacası nerede olursanız olun, sebzeleri önce yiyin. Hem karnınızı bastıracak hem de ilk adımınız sağlıklı olduktan sonra farkındalıklı yemeye devam edeceksiniz.
- Daha çok su için.
Suyla ilgili bu güne kadar duyduğunuz her şey gerçek! Hem suya çok ihtiyacımız var hem de organlarımızı temizlemek, hastalıklardan korunmak, şeker krizlerini bastırmak başta olmak üzere suyun bizim üzerimizdeki emeği çoktur. Bu nedenle günde 2-3 litre suyu sevgiyle içmeye çalışın.
- Kalan yemekleri atmayın.
Tek kişilik bile yemek yapsanız mutlaka birkaç porsiyon fazladan yapın ki hem elinizde sağlıklı yemek bulunsun hem de bunları buzluğa atabilin.