İnsan bedeni, oldukça sıkı ayarlanan bir pH düzeyine sahiptir ve insan vücudunun optimum olarak çalışabileceği pH düzeyi de 7.35 ile 7.45 aralığında bulunmaktadır. Zira bu düzeyde gerçekleşecek en ufak bir değişiklik bile, ciddi sonuçlara sebep olacaktır. pH düzeyi yükseldikçe daha alkali bir ortam oluşur ve bu durum kafa karışıklığı, kas kasılmaları, mide bulantısı gibi belirtiler ortaya koyarken, pH düzeyinin düşmesi daha asidik bir ortam oluşturur ve bu da yorgunluk, yüzeysel nefes alma ve baş ağrıları oluşturur.
Böbreklerimiz ise bedenin pH düzeyini elektrolit seviyelerini düzenleyerek ve üreden asidik ve alkali iyonları emerek veya onları üreye bırakarak ayarlar. Yine de alkali gıdalar bakımından zengin bir beslenme düzeni takip etmek, sağlığa fayda sağlar ve asidik gıdalardan uzak durmak kemik yoğunluğunu korumak, böbrek taşlarına engel olmak ve reflü semptomlarını durdurmak için önemlidir.
Kaçınmanız Gereken 15 Asidik Gıda
Sınırlamak isteyebileceğiniz asidik gıdaların bir listesini aşağıda sıraladık. Bu besinler asit oluşumuna sebep oluyorlar ve sağlıklı bir beslenme düzenine sınırlı miktarda alınmalılar.
• Ultra-işleniş gıdalar, dondurulmuş besinler, kekler ve sodalar
• Alkol
• Süt
• Kafeinli içecekler
• İşlenmiş mısır gevrekleri
• Yumurtalar
• Yapay tatlandırıcılar
• Yer fıstığı
• Ceviz
• Makarna
• Pirinç
• Ekmek
• Tahıl ürünleri
• Yulaf
• Salam ve benzeri et ürünleri
Asidik Gıdaların Yan Etkileri ve Tehlikeleri
Düşük Kemik Yoğunluğu
Bazı araştırmalara göre, aside sebep olan besinler, idrardan kalsiyum kaybını arttırıyorlar ve bu da kemik yoğunluğunda düşmeye sebep olarak ileride osteoporoz gibi hastalıklara davetiye çıkarıyor. İsviçre’de yapılan bir araştırmaya göre, asidik bir beslenme düzeni, alkali beslenme düzenine göre idrardan %74 oranında daha fazla kalsiyum atılması ile sonuçlanıyor. Bir başka çalışmada ise az miktarda kalsiyum almaya karşın asidik beslenenlerin daha düşük kemik mineral yoğunluğuna sahip olduğu görülmüş durumda.
Sütün pH’ı da bir miktar asidiktir ancak kalsiyumu alabileceğiniz başka kaynaklar da mevcuttur. Lahana, brokoli ve ıspanak gibi sebzeler kalsiyum bakımından çok zengindirler.
Reflüden Kurtulun
Reflü olarak adlandırılan rahatsızlık, mide asidinin yemek borusuna geri kaçması sonucunda ortaya çıkar ve göğüste yanma, ağrı gibi belirtiler gösterir. Doğru çalışan bir yemek borusunda pek çok kas bulunur ve bu kaslar hem geri madde kaçışına engel olurlar hem de besinleri mideye indirirler. Ancak reflüsü olanlarda bu sistem tam olarak çalışmaz ve zayıflayan kaslar asidi geri kaçırmaya başlarlar.
Pek çok asidik gıda, bu kasların zayıflamasına katkıda bulunur ve reflüyü tetiklerler. Bunlar arasında kafeinli gıdalar, alkol ve yüksek yağlı gıdalar bulunmaktadır. Buna karşın alkali gıdalar reflü semptomlarının azalmasına yardımcı olabilirler. pH düzeyini dengelemek, mide asidinin azalmasını da sağlamaktadır.
Böbrek Taşlarına Sebep Olabilir
Yediğimiz yemeklerin idrardaki pH düzeyi üzerinde büyük etkisi vardır. Daha fazla asidik gıda tüketildiğinde, ürenin de pH düzeyinin asidik olması mümkündür. İdrarın asidik olması, ürik asit veya kistik böbrek taşlarının oluşumuna sebep olabilir ve bu ufak mineraller böbreklerde birikim yaparak cerrahi olarak alınmak zorunda kalır, yahut idrar yolu ile atılmak zorunda kalırlar.
Böbrek taşları olanlar, asidik gıda tüketimini azaltmalılar ve bunun için hayvansal proteinlerden kaçınmak gerekebilir.
Ayrıca daha fazla su içmek, tuz alımını azaltmak ve oksolat bakımından zengin gıdalardan kaçınmak da böbrek taşı riskini azaltacaktır.
Kronik Ağrılara Sebep Olur
Bazı asidik gıdalar, inflamasyonlara sebep olabilirler ve bu da kronik ağrılara sebep olur. Hatta kas spazmları, baş ağrıları ve kronik sırt ağrısı da bunlar arasında yer alıyor.
Almanya’da yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, kronik sırt ağrısı olan 82 kişi, alkali mineraller ile desteklendiğinde, 4 haftanın ardından ağrılar %92 oranında azalmışlar. Diğer araştırmalar ise tam tahıllı gıdaların, sebze temelli bir beslenme düzeninin osteoartrit semptomlarını azaltmaya yardımcı olduğunu gösteriyorlar. Sağlıklı bir beslenme düzenini takip etmek, fiziksel aktivitelerde bulunmak ve bazı doğal ağrı kesicileri günlük rutine eklemek de kronik ağrılara bir son verebiliyor.
Hormon Düzeylerini Değiştirir
Kaliforniya Üniversitesi tarafından yayınlanan bir araştırmada, asidik vücut pH’ının büyüme hormonunu azalttığı görülmüştür ve bu hormonun temel görevi hücre yenilenmesi ve büyümesini hızlandırmaktır.
Asidik Gıdalar İçin Alternatifler
Düşük asit oranlı bir beslenme düzeni takip etmek için sadece belli başlı gıdalar yerine alternatiflerini koymak yeterli olabilmektedir. Bu nedenle aşağıdaki gıdaları tercih edebilirsiniz:
• Kola, gazoz, soda gibi içecekler yerine alkali su içebilir, kahve yerine yeşil sebzelerle hazırlanmış bir smoothie içebilirsiniz.
• Baklagiller gibi bitkisel proteinleri alabilir ve bunları et yerine tüketebilirsiniz.
• Bal gibi doğal tatlandırıcıları yapay tatlandırıcılar yerine kullanabilirsiniz.
• İşlenmiş gıdalar yerine işlenmemiş taze gıdalar tüketebilirsiniz.
• Mümkünse organik et ve bitkisel besinleri tüketmelisiniz.
Asidik Gıdalar Ne Kadar Tüketilebilirler?
Herhangi bir rahatsızlığınız yoksa asidik gıdaları tüketebilirsiniz ancak yine de bunları sınırlandırmak ve bir amaç çerçevesinde almak çok önemli. Yapay tatlandırıcıları, işlenmiş besinleri ve etleri beslenme düzeninizden tamamen çıkarırken, et, deniz ürünleri, yumurta, ceviz gibi bazı gerçekten önemli besin değerlerine sahip gıdaları sınırlı miktarda tüketebilirsiniz.
Bu noktada amacımız beslenmemizi alkali bir hale getirmek ancak bazı asidik gıdalardaki temel besin değerlerini de kaçırmamak için onları sınırlı miktarda tüketmek.