Yaz denince akla rengarenk, çeşit çeşit yaz meyveleri gelir. Haziran – Ağustos arası meyveleri kavun, karpuz, kiraz, şeftali, kayısı, üzüm, dut, erik, böğürtlen, ahududu, yabanmersini, incir ve daha niceleri… Sayarken bile ağzımızı sulandıran bu meyvelerin her birinin vücudumuza farklı farklı faydaları var. Faydalarıyla birlikte günümüze kadar gelen bazı yanlış bilgiler de var. Bugünkü yazımızda bu yanlışların doğrularını keşfediyoruz!

Tabii ki en çok potasyum muzda bulunur!

Yenebilir kısmının her 100 gramında 350 miligram potasyum bulunan muzun potasyum düzeyinin yüksek olduğu doğru ancak muzun bu son derece değerli mineralin en büyük hatta neredeyse tek kaynağı olduğunu söylemek abartıdan başka bir şey değil.

Potasyum bilinenin aksine birçok gıdada mevcut.  Suda az miktarda çeşitli meyve ve sebzelerle, etlerde bol miktarda bulunur. Bütün meyve ve sebzeler arasında bu özellikleri pek bilinmese de ona kıyasla potasyum açısından daha zengin çok sayıda sebze, meyve ve kuruyemiş vardır.

Örneğin, kivi, kestane zeytin, üzüm, enginar, Brüksel lahanası, rezene, ıspanak, patates, roka. Potasyum miktarı bazı kuruyemiş ve meyvelerde daha yüksektir. Örneğin, 100 gram kuru kayısıda 980, yer fıstığında 680, kestanede 743, incirde 1000, bademde 780, fındıkta 470, Antep fıstığında 970, kuru erikte ise 830 miligram potasyum bulunur.

Meyve olmasına rağmen az miktarda su ve daha çok şekerli nişasta içeren muzun kalori değeri, 100 gramı için 65 kilokaloridir. Dolayısıyla yaygın tüketilen diğer meyve türlerinden çok az daha yüksektir ve kilo almaktan korkanların sakınması gereken bir meyve değildir.

Kabuğunu soyma! En çok vitamini orada.

Aslında bu ifadenin tam tersi doğrudur.  Meyvelerin en önemli besin maddeleri (basit şekerler, A pro-vitamini, C vitamini, antioksidan etkili maddeler, potasyum ve magnezyum gibi mineraller, organik asitler ve lifler) suda çözünür ve dağılır olduklarından, meyvenin kabuğunda değil, en sulu ve etli kısımlarında bulunmaları daha mantıklıdır. Bu maddeler güneş enerjisinden, havadaki karbondioksitten ve topraktan elde edilen maddeler yoluyla meyvenin iç kısımlarında sentezlenir. Meyvenin kabuğunda değil iç kısımlarındaki suda çözünmüş halde bulunur.

Meyvenin kabuğunun işlevi meyveyi korumaktır. Kabuğun besin anlamındaki katkısı birkaç antioksidan dışında genellikle selüloz türden çözünmez liflerle pektin gibi jel oluşturucu liflerden ibarettir.

Şu yaz meyveleri pek güzel ama en çok şeker de onlarda var…

Birçok insanın kalpten inandığı, bir çeşit mantraya dönüşmüş bu inanış aslında hiçbir gerekçeye dayanmaz. Tatlı ve iştah açıcı birçok ilkbahar ve yaz meyvesinin basit şeker içeriği düşünüldüğünden çok daha düşüktür.

Örnek vermek gerekirse, 100 gram kayısıda 7 gramdan az, kiraz yaklaşık 9 gram, çilek 5 gramdan biraz fazla, şeftali 6 gram, incir 11 gram içerir. Yaz meyveleri içinde tek istisna olan üzümün 100 gramında 15,6 gram şeker vardır.

Yaz Meyvelerinin Faydaları

  • İncir

Bağırsak tembelliğine çözüm sayılan incir, vücut direncini yükseltirken kan basını dengelemede destekçidir. Ancak şeker içeriği en yüksek meyvelerden biridir. Bu yüzden diyabet hastalarına önerilen porsiyon günde 1 küçük boy inciri geçmezken, diyabet hastalığı olmasa bile ölçülü tüketilmelidir.

  • Kavun-Karpuz

Yaz sıcaklarında en çok tüketilen meyvelerden kavun ve karpuz yine yüksek şeker içeriği sebebiyle kararında tüketilmesi gereken meyvelerdir. Karpuz, potasyum ve magnezyum sayesinde tansiyonu dengeler. Domates gibi likopeni yüksek bir meyvedir. Bu da kansere karşı karpuzu güçlü bir savaşçı kılar. Su içeriği kardeşi karpuz gibi yüksek olan kavun, tansiyonu dengelemede etkilidir. A vitamini ile cilt ve göz sağlığını korur. Ancak diyabet hastaları tarafında bu iki meyve doktorun önerisiyle çok kontrollü tüketilmelidir.

  • Çilek

Manganez ve C vitamini bakımından güçlü olan bu kokulu meyve, kolesterol düşmanıdır. Bağışıklığınızı güçlendirmek ve cildinizi korumak için çilek tüketebilirsiniz.

  • Üzüm

Sirkesi ve kurusu da çokça tüketilen üzüm, içeriğindeki demir, manganez ve bakır mineralleri ile kemikleri ve dişleri güçlendirir. Sinir sistemi için de faydalıdır.

  • Kayısı

Gülgiller ailesinin bir üyesi olan kayısı, kurutulmuş meyve olarak da sıklıkla tüketilir. K vitamini deposu kayısı, kanın pıhtılaşmasına yardımcı olurken kasları güçlendirir. A vitamini ile gözleri korurken, kabızlık ile mücadelede de en yaygın besin olarak tüketilir.

  • Şeftali

Yine gülgiller familyasından gelen şeftali, potasyum, A, B ve C vitaminleri bakımından zengindir. Su içeriği yüksek de olan şeftali, cildinizi güneşin zararlı ışınlarından korur.

  • Kiraz

Anti-inflamatuar özelliği öne çıkan kiraz, kalp sağlığını korurken kaliteli bir uyku vadeder. Yüksek polifenoller ile de yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur.

 

 

Yoruma Kapalı