Bir ay devam eden Ramazan ayı boyunca oruç tutan her bireyin beslenme alışkanlığının değiştiğini söyleyebiliriz Besleme düzeninin değişmesi sonucu vücudumuzda olumsuzluklar yaşanmaması için dikkatli olunması gerekmektedir. Bayramda uyguladığımız beslenme şekli, düzeni ve besin seçimlerinin sağlık bakımından değeri oldukça önemlidir. Özellikle bayram için bolca tatlı ve hamur işi hazırlanacağından dolayı beslenmemize oldukça dikkat etmemiz gerekmektedir.

Bayramda fitliğimizi korumaya çalışmanın bir zorluğu da her bayram ziyaretinde mutlaka her evde ikram olarak sunulan tatlılar ve çikolatalardır. Ramazan ayı boyunca bünyemiz farklı bir beslenme düzenine alıştığından dolayı bu ikramlardan tüketmek metabolizmamız için oldukça ağır olacaktır. bir ay boyunca günde en az 16 saat aç kalan bir metabolizmamız elbette yoğun bir beslenme döneminden rahatsız olacaktır.

Ramazan sonrası hızla değişen yemek düzeni ve beslenme şeklimiz sadece kilo alımı açısından zararlı olmamakla beraber bazı sağlık sorunlarına da yol açabilmektedir. Bu rahatsızlıklar başta sindirim sisteminde ve bağırsaklarda ortaya çıkmaktadır. Eğer kilo artışı çok hızlı gerçekleşirse  kalp-tansiyon sorunları da artacaktır

En Büyük Düşmanınız Tatlılar

Beslenme şeklimizdeki değişiklik kan şekeri değerini de olumsuz etkileyebilmektedir. Ramazan ayı süresince özellikle 2. haftadan sonra yavaşlayan metabolizma için Şeker Bayramı, yenilen tatlıların yağ olarak depolandığı sağlığımız için oldukça riskli bir süreçtir.

Bayram sonrası aşırı kilo artışı ve mide sindirim sistemi bozuklukları çoğu bireyin başına gelen başlıca sorunlardandır.  Bu sorunları yaşamamak için sağlıklı ve dengeli beslenme ilkelerine bayramda da dikkat edilmesi gerekmektir. Bayramda şerbetli ve hamurlu tatlılar sütlü tatlılara göre daha çok hazırlanmakta ve tüketilmektedir. Hamur tatlılarının kalorisi sütlü tatlılara oranla çok daha yoğundur. Örneğin 1 adet Şekerpare ve 2-3 adet lokma tatlısı 1 kase sütlaca eşittir. Bayramda özellikle tatlı tüketmek istiyorsanız tercihinizi sütlü tatlılardan yana kullanmanızda fayda vardır.

Bayram zamanında genellikle ikram olarak bulabileceğiniz tatlı ürünler ve çikolata yüksek miktarda doymuş yağ asidi ve şeker içerdiği için kan şekerinizin ani yükselmesine neden olabilir. Bu durum kolesterol, kalp damar hastalığı olan bireyler için oldukça zararlıdır. Bayramın vazgeçilmezi olan şeker ve çikolata seçimlerini yaparken doğal tatlandırıcılarla yapılanları tercih etmelisiniz.

Özellikle Ramazan sonrası karbonhidrat ihtiyacınızı esmer ekmek, çorba, meyve, esmer pirinç ya da makarnadan faydalanarak yağlayabilirsiniz. Ancak bu öğünlerin de mümkün olduğunca az ve sık olarak tüketilmesine özen gösterilmelidir.

Misafirlerinizi Ağırlarken Kontrolü Elinize Alın

Bayram ziyaretine gelen misafirlerinize baklava, börek, sarma, dolma gibi geleneksel bayram ikramları yerine daha sağlıklı olabilecek sütlü tatlılar, kuruyemiş ve meyve ikramı yapın. Bu şekilde hem kendi ara öğünlerinizi aradan çıkarmış olursunuz hem de kan şekerinin düzenlenmesini sağlarsınız. Aynı şekilde misafirlerinizin de sağlıklı beslenmesine yardımcı olabilirsiniz.
Eğer size ikram edilen ev yapımı baklava ve börek gibi fazla kalori bulunduran besinleri fazla kaçırdığımı fark edersek o zaman akşam yemeğinde hafif bir beslenme ile bu tüketimi dengeleyebiliriz. Vücudunuzun ihtiyacı olan eneriyi fazlasıyla aldığınızdan dolayı bu durum sağlığınızı olumsuz yönde etkilemeyecektir. Az yağ ile pişirilmiş zeytinyağlı yemekler, yoğurtlu salata ve yeterli miktarda tüketeceğiniz meyveler sıcak yaz akşamları için oldukça güzel ve leziz bir tercih olabilir.
Eğer çok fazla şişkinlik hissediyorsanız yemek sonrası parkta yapılan 30-40 dakikalık bir yürüyüş ise hem hazmı kolaylaştıracaktır hem de fazla enerjiyi tüketmemize yardımcı olacaktır. Bu yürüyüşleri günlük yaşamınızın bir parçası haline getirmeniz sağlığınız açısından oldukça faydalı olacaktır. Bu yürüyüşlerin Ramazan sonrasında da devam etmesi, Ramazan süresince yavaşlayan metabolizmanızı güçlendirecek ve daha zinde hissetmenize yardımcı olacaktır. Örneğin, gün içerisindeki misafir ziyaretlerinizi yaparken araba kullanmaktansa yakın mesafelere yürüyerek gitmeniz gün içerisinde fazla aldığımız enerjiyi dengeleyecektir. Böylece dinç ve dinamik kalacaksınızdır.
Ramazan sonrası sağlık kuruluşlarına çoğunlukla hazımsızlık, şeker atakları gibi rahatsızlıklar sebebiyle başvurulmaktadır. Ramazan süresince boşalan karbonhidrat depolarınızın üzerine aşırı karbonhidrat tüketimi farkında olmadığınız hipo veya hiperglisemi rahatsızlığınızı, diyabetinizi tetikleyebilmektedir. Bu durum hastaneye gitmeniz ile son bulabilmektedir. Tüm bu tehlikeli durumları önlemek ve Ramazan sonrasında da sağlıklı bir şekilde beslenerek sürdürebilmek için öğün sayınızı kademeli olarak arttırmalı, bayram süresince beslenmenize de dikkat etmelisiniz.
Güne mutlaka hafif bir kahvaltıyla başlamanız gerekmektedir. Sağlıklı ve doyurucu bir kahvaltı ile gün boyu fazla besin tüketiminin önüne geçebilirsiniz. Yeterli ve dengeli beslenme kurallarına uygun olarak az az ve sık sık beslenmeniz gerektiğini unutmamalısınız. Besinleri mutlaka yavaş ve iyi çiğneyerek tüketmelisiniz. Yemek yerken lokmalar arasında yemeğinize sık sık ara verin. Doygunluk hissini yemekten yaklaşık 20 dk sonra hissedeceğinizden dolayı bunu unutmamalısınız.
Sıvı tüketimini mutlaka arttırmalısınız. Sıcak yaz aylarında ve Ramazan’da kaybedilen sıvının yerine konması amacıyla günde 10-12 su bardağı temiz, güvenilir (2-2,5 litre) su içilmeli, meşrubat, gazlı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, az şekerli/şekersiz komposto, limonata veya ayran tercih edilmelidir. Suyunuzun içine limon dilimi, nane, karanfil, zencefil ve çubuk tarçın gibi besin maddelerini katmanız suyunuzu lezzetlendirip serinleticiliğini ve hazma yardımcı gücünü artacaktır. Yemek sonrasında yorulan metabolizmanız için sindiriminizi kolaylaştıracak mate, beyaz ve yeşil çayları tercih edin.
.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir