Uygulanan  kalorisi  çok düşük diyetler, tek tip besine dayalı veya protein ağırlıklı diyetler sonucunda hızlı bir şekilde istediğiniz kiloları veriyorsunuz, ancak geçen belli bir süre sonunda verdiğiniz kilodan fazlasını almaya mahkum oluyorsunuz.

Kendinizi çok tanıdık bir kısır döngü içinde buluyorsunuz değil mi?

Bu kısır döngü içinde kilo vermeniz daha da zorlaşıyor ve her geçen gün kilo verme adına umutlarınız  tükeniyor. Çünkü sorun uygulanan  diyetlerde değil, sizin yaşam şeklinizde!

Yaşam şeklinizi düzeltmek, yıllar içinde aldığınız kiloları kalıcı olarak vermek için tek yol. Bunu başarmak kolay olmasa da bu 18 ipucunu takip ederek başlayabilirsiniz.

Gerçekçi hedefler belirleyin

Kilo  vermek isteyen birçok kişi gibi sık sık diyete başlamakta fakat bir süre sonra diyet programına uyum sağlamakta zorlanıyorsunuz. Çünkü kilo verme sürecinde kendinize gerçekçi hedefler belirlemiyorsunuz.

Bu yola çıkarken öncelikli olarak kendinize gerçekçi bir kilo hedefi koymalısınız. Bu hedef diyet yaparken sizi her zaman motive ederken aynı zamanda yol göstericinizde olacaktır.

Gerçekçi hedefler koymayı belki siz de düşündünüz. Peki gerçekçi olan gerçekten ne?

Uzun vadede, haftada 0.5 – 1 kilo verme hedefi koymak en doğrudur. Uygulanan yanlış diyetler sonucunda bir haftada daha fazla kilo vermiş olabilirsiniz. Haftada bir kilo vermek belki sizi mutlu etmeyecektir.Ancak uzun sürelerde vereceğiniz bu   kilolar kalıcı olacaktır. Haftada 1 kilo vererek 3 ay sonra 12 kilonuzdan kalıcı olarak kurtulabilirsiniz.

Unutmayın uzun zaman içinde aldığınız kiloları yavaş yavaş ama emin adımlarla vermek sizi bu dertten tamamen kurtaracaktır.

Motivasyonunuzu Yüksek Tutun

”Yarın, Pazartesi, haftaya, bayramdan sonra, tatil dönüşü diyete başlıyorum!” Kim bilir kaç kere kendinize bu sözü verdiniz?

En disiplinli insanlar bile konu zayıflamaya geldiğinde pes edebiliyor ya da kararını kısa bir süre sonra değiştirebiliyor.

Mantığınız, “Tamam artık fazla kilolarımdan kurtulacağım / daha sağlıklı yaşama geçeceğim” dese de, iç konuşmalarınız “asla başaramayacağım / ya yine olmazsa, boşuna mı çaba göstereceğim” diye direnip durur. Genellikle iç konuşmalarımızın sözü geçtiği için de her zaman mağlup olan oluruz.

Bu döngüden kurtulmak için motivasyonunuzu yüksek tutmalısınız.

Bunun için ilk tavsiyem kararınızı ertelememeniz.

Başladıktan sonra ise kararlılığınızı sürdürmek adına neden başladığınızı hatırlayın. Unutmayın ki bu süreç çok başlangıçta çok zordur fakat zaman geçtikçe daha keyifli bir hal alır.

Bu yüzden ne kadar sabırlı olursanız o kadar başarılı olacağınızı aklınızdan çıkarmayın. Kendinizi motive tutmayı başarmak, sizi başarısız insanlardan ayıracaktır.

Kendinizi motive edecek fikirler bulmaya çalışın. Belki daha önce severek giydiğiniz ama artık size olmayan kıyafetlerinizi göz önünde tutabilir, daha fit ve sağlıklı olduğunuz eski resimlerinizi buzdolabının üzerine asıp kendinizi hedefinize  odaklayabilirsiniz.

Su İçmeyi İhmal Etmeyin

Su kilo vermenizi sağlayan sihirli bir içecektir.

Su vücudumuzun metabolizmasının çalışmasını sağlar, iştah kapatır, yağ yakımında etkilidir.

Sayısız faydası bulunan su doğal iştah kapatıcıdır ve vücutta depolanmış yağların yıkılmasında etkilidir. Yapılan çalışmalar su tüketimi azalan insanların vücutlarında yağ depolarının arttığını göstermektedir.

Günlük aldığımız her kalori başına 1 ml ve ya kişinin ağırlığından yola çıkarsak her 1 kg başına 35 ml su tüketimi önerilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, sıvı kaybını önlemek için kadınların günde 10 bardak, erkeklerin günde 14 bardak su içmesi gerektiğini bildirmektedir.

Gün içerisinde içtiğimiz kahve, çay, meyve suları kişinin sıvı ihtiyacını karşılıyor gibi görünse de bu içecekler vücuttan su atımını arttırır. Bu sebeple çay, kahve gibi diüretik içecekleri tükettiğimizde daha fazla su içmemiz gerekmektedir.

Su içmeyi unutanlar, saat başı kendilerini su içmeye şartlarsa su tüketimini sağlayacaktır. Aynı şekilde ofiste çalışırken, sokakta dolaşırken suyumuzu hep yanımızda taşımamız su tüketimine olumlu etki yapacaktır.

Kendinize ayırdığınız şişe ya da sürahinin içine atacağınız 3-4 kabuk tarçın, dilimlenmiş bir kaç tane elma ve limon dilimleri suyunuzu lezzetlendirerek ve farklı bir içim yolu sağlayabilirsiniz

Şok diyetlerden uzak durun

Genel bir kural olarak, hızlı kilo verdiren diyetlerden uzak durmalısınız. Sebebi ise basit: Yıllar içerisinde aldığınız kiloları günler içerisinde veremezsiniz.

Bu diyetler hızlı kilo verdiriyor olsalar da, verilen kilo olması gerektiği gibi yağdan değil, kastan ve sudan verilir. Dolayısıyla vücudunuz normale döndüğünde bu kiloları geri alır ve kas kütleniz azaldığı için daha fazla kilo almaya açık bir hale gelirsiniz.

Yapılan diyetlerden sonra hızlı alınan kiloların sebebi de budur.

Bu diyetlerin bir diğer dezavantajı da vücudunuzu aç bırakacak olmasıdır. Gün boyunca aç kalırsanız kan şekeriniz düşer, halsizlik, güçsüzlük, yorgunluk ve baygınlık durumları yaşayabilirsiniz. İş veriminiz düşer, anlama ve öğrenme kabiliyetinde azalmalar gözlersiniz.  Bu durum ise bütün hayat kalitenizin düşmesine ve vücudunuzun direncinin düşüp daha fazla kilo almanıza sebebiyet verir.

Şok diyetlerin diğer bir olumsuz etkisi metabolizmayı yavaşlatmasıdır. Bu tür diyetler ile yağ dokusundan çok kas dokusu kaybedildiği için metabolizma yavaşlar. Bir miktar kilo verilmiş olsa da bunlar ilk fırsatta geri alınır. Hatta kişi daha az veya eskisi kadar bile yese kilo almaya devam eder. Daha sonra yapılan diyetlerde kilo vermek zorlaşır.

Yapmanız gereken bu diyetlerden uzak durup, daha sağlıklı yöntemlere yönelmeniz ve bir profesyonelle çalışmanızdır.

Kahvaltısız güne başlamayın

Kilo vermek isteyenlerde  güne başlamanın ilk şartı kahvaltı olmalıdır. Birçok araştırma düzenli kahvaltı yapmanın; kolesterolü düşürdüğünü, insülin direncini kırdığını ve fiziksel performansı olumlu etkilediğini gösteriyor.

Düzenli kahvaltı yapmanın kilo kontrolü üzerinde de etkisi var. Harvard’lı araştırmacılar; bir grup hastayı 10 yıl boyunca takip etmiş. Araştırma sonucunda kahvaltı yapmayanların kahvaltı yapanlara oranla 11 kilo aldığını belirtmişlerdir.

Ayrıca düzenli kahvaltı yapan bireylerde vitamin ve mineral eksiklikleri görülmemekte, sabahları uykuyu kahvaltıya tercih eden bireylerin daha hızlı kilo aldığı ve kalp krizi riskiyle karşı karşıya olduğu da belirtilmektedir.

Kahvaltı atlanıldığında, öğle yemeğinde doymak bilmeden daha çok yağ ve karbonhidrat içerikli besinler tüketme eğilimi gösterirsiniz. Bu durumda ihtiyaçtan daha fazla enerji alımına ve ilerisi içinde kilo artışına sebep olur.

Doğru bir kahvaltıda yumurta, peynir, tam tahıllı ekmek, zeytin ve kişinin enerji ihtiyacına göre bal, reçel, tereyağı veya simit bulunabilir. Ya da tam tahıllı ekmek ile hazırlanmış yağsız bir tost veya soğuk sandviç. Ama poğaça değil!

Genellikle acele bir kahvaltı için yapılan bir tercihtir poğaça ve asla 1 tanesi doyurmaz. Ama sadece bir adet poğaça ile günlük enerji gereksinmemizin yaklaşık 1/4’ünü karşılarız. Yani bir adet poğaça yaklaşık olarak 300 – 400 kalori ve 20 gram yağ içerir. Böyle söyleyince kulağa çok da masum gelmiyor, değil mi?

Hızla kahvaltı yapacağınız zaman tam tahıllı gevrekler, müsli ve yulaf ezmesi en sağlıklı kurtarıcıdır.

1 su bardağı yarım yağlı süte yaklaşık 4 yemek kaşığı yulaf ezmesi ile taze veya kuru meyve ekleyerek, 5 dakikadan kısa bir sürede hazırlayacağınız bir öğün ile hem kahvaltı ederek güne başlar, hem de sağlıklı bir seçim yapmış olursunuz.

Duygusal açlığa dikkat edin

Hiç mideniz için değil de duygularınız için yemek yediğinizi fark ettiniz mi?

Duygusal açlık günümüzde büyük bir problemdir ve çoğu zaman fiziksel açlık ile karıştırılabilmektedir. Yani vücudun ihtiyacı olmadığı halde hissedilen açlık, daha çok tüketime sebep olup, kilo artışına yol açar.

Bu durumdan kurtulmanın en mantıklı yolu bu iki açlık türünü ayırt etmektir.

Peki, duygusal açlık ve fiziksel açlığı nasıl ayırt ederiz?

Fiziksel açlık bir anda başlamaz yavaş yavaş açlık hissi oluşur ancak duygusal açlıkta açlık hissi bir anda ortaya çıkar. Duygusal açlığı bir anda bastırmanız gerektiğini hissedersiniz ancak fiziksel açlık bekleyebilir. Eğer duygusal boşluğunuzu doldurmak için yiyorsanız mideniz dolsa da yemeğe devam edersiniz. Öte yandan eğer gerçekten acıktıysanız mideniz dolduğunda yemeyi bırakırsınız.

Duygusal açlığı durdurmak için ilk adım, gerçekten aç olup olmadığınızı, kendinizi durdurup sormaktır. Bu sorunun cevabı hayır ise, o zaman gereken bir bardak su içmektir. Öte yandan bu sorunun cevabı evet ise, bekleyip ne kadar aç olduğunuzu değerlendirin.

Zihninizi dağıtmak duygusal açlığı yenmenizde yardımcıdır. Bunun için arkadaşınızı arayıp sohbet edebilir, dışarı çıkabilir veya bir hobinizle ilgilenebilirsiniz. Tabi ki patlamış mısır olmadan bir film izleyebilir ya da müzik dinleyebilirsiniz.

Ara öğün yiyin

Ara öğün, ana öğünlerin haricinde belli ve düzenli saatlerde yapılan ve çok yüksek enerjili olmayan sağlıklı besinlerden oluşan bir öğün türüdür.

Ara öğün yapmak kilo vermek için en önemli püf noktalarından biridir. Beslenmede ara öğün düzeninin olması kan şekerini kontrol altına almaya, metabolizmayı hızlandırmaya ve yağ yakımı artırmaya yardımcı olur. Ara öğün aynı zamanda doygunluk hissi sağlayarak, ana öğünlerde porsiyon kontrolü yapmayı kolaylaştırır ve eksik kalan besin öğelerini tamamlar.

Sağlıklı ara öğün önerileri :

  • Yağsız süt + bir porsiyon meyve
  • 1 adet kepekli tost + bitki çayı
  • Yağsız sütlü kahve + 1 adet kuru kayısı
  • 2 ceviz+1 porsiyon meyve

Tüketeceğiniz ara öğünleri çantanızda, arabanızın gözünde veya ofis çekmecesinde bulundurmak, öğün atlamanıza ve sağlıksız ve kilo aldırıcı alternatif yiyecekler tüketmenize engel olacaktır.

İş yerinde hareket edin 

Çalışma hayatı pek çok kişi için hareketsizlik demek.

Ofis ortamlarında daha az fiziksel efor harcandığı için, kilo alımı olmasa bile belli bir süre sonra protein kayıpları ve yağ kütlesinde artışlar görülür. Bu yüzden hareket etmek oldukça önemlidir.

Ofiste hareketi arttırmak için kendinize bahaneler oluşturun. Örneğin, asansör kullanmak yerine merdivenleri tercih edin, yemeğinizi ortamınız varsa kendiniz hazırlayın, hiç olmadı saat başı ayağa kalkıp iki-üç dakika yürümeyi alışkanlık haline getirin.

İş dışında da yakın bir yere gidecekseniz, mümkünse yürüyün. Uzak bir yere gidecekseniz, bir iki durak önce inip, gideceğiniz yere yürüyebilirsiniz.

Abur cubur yerine meyve yiyin

Zayıflamak istiyorsanız, abur cuburu kesmelisiniz!

Fast food, şeker, çikolata, dondurma, cips, kola gibi sağlıksız atıştırmalıklar hiçbir zaman kilo verememenize sebep olurlar.

Fakat aynı zamanda atıştırma isteğimizi karşılamamız gerekir. Bunun için en ideal çözümlerin başında meyveler gelir. Çünkü meyveler yüksek oranda lif, vitamin ve mineral içeri; karnınızı doyurmanızı ve atıştırma istediğinizi kesmekle kalmaz, aynı zamanda uzun süre tok tutar.

Meyve ile ilgili dikkat etmeniz gereken tek konu ise porsiyonlardır. Her ne kadar sağlıklı olsalar da, bazı meyveler diğerlerinden daha çok şeker içerirler. Bu yüzden bir avuç büyüklüğünde bir meyveyi bir porsiyon kabul edip tüketebilirsiniz.

Sağlıklı bir mutfak alışverişi yapın

Sağlıklı beslenme alışverişte başlar. Alışverişte ne alırsanız, evinizde onu tüketirsiniz. Bu yüzden alışveriş konusunda oldukça dikkatli olmalısınız.

Alışveriş listesi hazırlamak bu konudaki en kolay ve kritik adımdır. Önceden liste hazırlamak hem gereksiz harcama yapmanıza, hem de bol kalorili besinler almanıza engel olur.

Paketlenmiş ürünler almak yerine taze sebze ve meyveleri tercih edin.

Doğal besinlerde katkı maddesi az olduğundan, “İçindekiler” listesi sade olacaktır. İçindekiler bölümü fazla dolu olan besinler seçmeyin.

Her alışverişte aynı besinleri satın alırsanız, hem istediğiniz değişimler gerçekleşmez, hem de besin çeşitliliğini sağlayamazsınız. Zaman zaman aynı besin grubundan farklı seçenekler tercih edin.

Fazla yağlı ve fazla tuzlu besinler yerine yağ ve tuz oranı azaltılmış besinleri satın alın.

Aldığınız besinleri tanıyın; etiket bilgilerini, üretim ile son kullanma tarihlerini ve besin içeriği bölümünü mutlaka okuyun. Birbirine benzer olan gıdaları kıyaslayın ve en besleyici olanını sepetinize atın.

Son olarak, alışveriş yaparken aç olmamaya özen gösterin. Açken alışverişe gitmenin yapılan alışveriş miktarını arttırdığını ve sepeti sağlıksız besinlerle doldurmaya neden olduğunu unutmayın.

Süt Ürünleri Tüketin

Süt ve yoğurt, ayran, kefir gibi sütten elde edilen ürünler grubundaki besinler kalsiyum, fosfor, protein, B2, B12 ve D vitamini için önemli bir kaynaktır. Bu mineraller kilo vermek için olmazsa olmazlardır. Bunların az tüketilmesi vücudun daha fazla yağ depolamasına sebep olur.

Örneğin, kalsiyum süt ve süt ürünlerinde bulunan temel minerallerden birisidir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki yeterli kalsiyum alımı kilo kaybetmeyi kolaylaştırmakdır.

Yetişkin bireylerin günlük kalsiyum ihtiyacı yaklaşık 1000 miligramdır. Kişi, günlük kalsiyum ihtiyacını 2-3 bardak süt ve süt ürünleri tüketimiyle rahatça sağlayıp zayıflamaya yardımcı olabilir.

Az yağlı süt ve süt ürünleri tam yağlı ürünlerle karşılaştırıldığında kalsiyum içerikleri değişmemektedir.  Kilo kontrolünün sağlanmasında az yağlı kalsiyum kaynaklarına yönelmek de aynı şekilde fayda sağlamaktadır. Kilo verme programlarında az yağlı süt ürünlerinin tüketilmesi tavsiye edilmektedir.

Yapılan araştırmalar kilolu bireylerin diyetlerindeki süt ve süt ürünlerinin iyi bir kontrol sağlayıcı olduğunu ve insülin direncinin azalmasında da etken olduğunu göstermektedir.

 Yürüyüş Yapın

Yürüyüş her zaman ve her yerde kolaylıkla yapılabilecek bir egzersizdir. Düzenli olarak yapacağınız yürüyüşler, hem hızlı bir şekilde kilo vermeni sağlar, hem de fiziksel ve mental sağlığını korumanda yardımcı olur.

Yürüyüşün başlangıcında, vücut önce glikojen kullanır. Kandaki glikojen miktarının azalmasıyla, beyin glikojen kullanımını durdurarak, vücuttaki yağları parçalamaya başlar. Diğer yandan kasların oksijen ihtiyacı artar, bu noktada oksijenin kaslara taşınabilmesi için yürüyüşün hızı önemlidir.

Vücudun yağ yakmasını sağlamak için, yürüyüş tempolu bir şekilde ve bol nefes alarak gerçekleştirilmelidir.

Günde 1 saat düzenli yürüyüş ile dakikada ortalama 5 – 7 kaloriden, yaklaşık 400 kalori yakılabilir. Bu da 1 yılda ortalama 6 – 7 kiloya tekabül eder. Vücut yağ yakmaya 20 – 25. dakikadan itibaren başlayacağı için, 1 saat kadar yürüyüş yapmak kilo verme sürecini hızlandıracaktır.

 Sağlıklı Yağları Tüketin

Zayıflamak isteyenlerin en çok yaptığı hatalardan birisi de yağ tüketmeyi kesmeleridir.

Yağ grubunun olmadığı bir diyet programı ile kişiler daha çok karbonhidrat tüketmeye eğilim gösterirler. Sağlıklı bir beslenmede günlük enerji ihtiyacımızın yaklaşık %30’u yağlardan sağlanmalıdır. Yüksek kalorili olduğu düşünülüp kaçınılsa da yağlar daha uzun süre tok kalmamız için olmazsa olmazdır.

Tabi ki yağ tüketirken oldukça dikkatli olunmalıdır ve doğru yağlar tüketilmelidir. Doğru yağlar keten tohumu, zeytin yağı, çiğ badem yağı, çiğ fındık, ceviz, avakado, susam, hindistan cevizi yağı gibi doğal yağlardır.

Kaçınılması gereken yağlar ise, trans yağlar ve margarindir. Bu tip yağlar genellikle fast-food ürünlerinde bulunur ve kilo almanın başlıca sebeplerindendir.

Tam Tahıllı Ekmek Tüketin

Kilo vermeye karar veren kişilerin aklından geçen ilk yöntem ekmeği bırakmaktır. Fakat bilinen çoğu yaklaşım gibi, bu da bir hatadır. Çünkü vücudumuzun ekmeğin sağladığı karbonhidratlara ve B1 gibi vitaminlere ihtiyacı vardır.

Fakat her ekmek, aynı yağlarda olduğu gibi, eşit kalitede değildir. Bazı ekmek tipleri, size daha çok kilo aldırırken ve yeterli besleyiciliği bulunmuyorken, bazıları size daha uzun süre tok tutar ve ihtiyacınız olan vitamin, mineral ve karbonhidratı sağlar.

Tüketmemeniz gereken ekmek türlerinin başında beyaz ekmek gelir. Çünkü beyaz ekmek, içerdiği basit karbonhidratlar sebebiyle kan şekerinizi hızlı yükseltir ve bu yüzden çabuk acıkırsınız.

Fakat tam tahıl, çavdar, yulaf ekmeği gibi, esmer ekmek olarak adlandırılan grup, sizi daha uzun süre tok tutar ve daha besleyicidir. Bu yüzden tam tahıllı ürünler zayıflama sürecinde en güvenilir, doğru karbonhidrat kaynağıdır.

Tam tahıllı ekmekler yağ oranınızı düşürerek kilo kontrolüne yardımcı olur ve metabolizma hızınızın yavaşlamasını engeller. Yani bu ekmekler şişmanlatmaz aksine zayıflamaya yardımcıdır.

Uyku Düzeninize Dikkat Edin

Kilo verme denilince akla ilk olarak düzenli beslenme, sıkı bir diyet ve spor gelir. Düzenli uyku ise genellikle atlanır. Sağlıklı bir yaşam için düzenli beslenme, egzersiz ve uyku eşit önemdedir.

Yetersiz uyuyan kişilerde doyma sinyalini gönderen leptin hormonunun seviyesi düşer. Bu düşüş daha geç doymanıza ve daha çok yemenize sebep olur.

Uykusuzluk gibi vücutta stres yaratan bazı durumlarda kortizol hormonu seviyesi yükselerek iştahın artması uykusuzluğun bir başka olumsuz etkisidir. Kortizol kilo aldırdığı bilimsel olarak ispatlanmış bir hormondur.

Bu yüzden uyku saatinize ve uyku kalitenize dikkat etmelisiniz. Mümkünse tamamen dinlenmeden yataktan kalkmamalısınız. Eğer geceleri uyku problemi çekiyorsanız bazı önlemler alabilirsiniz.

Bu önlemlerden başlıcası, akşam yemeği sonrası doğru besinleri tüketerek vücudumuzu uykuya hazırlamaktır. Bu besinler; ılık süt, yoğurt, kefir, muz, elma, kayısı, bal, keten tohumu ve bademdir. Akşam yemeğinden sonraki ara öğününüzde keten tohumlu yoğurt veya ılık süt tercih edebilirsiniz.

Kahve, çay, çikolata gibi kafein içeriği yüksek olan besinler yatma saatine yakın tüketilmemelidir. Çünkü kafeinin uyku açıcı özelliği vardır. Özellikle çay tüketimi fazla olan ülkemizde bu problem çok sık görülmektedir. Bu yüzden kilo verme süresince akşam sonrası çaylarınızdan feragat etmeniz gerekecektir.

Kaliteli bir uyku için gece yatmadan 2-3 saat öncesine kadar yemek yemeyi bırakmak da diğer bir önlemdir.

Porsiyonlarınızı Küçültün

Porsiyon kontrolü farkına bile varmadan kilo verebilmek için en etkili yollardan birisidir. Çünkü porsiyon büyüklüğü ne kadar artarsa artsın, refleks olarak bitirme ihtiyacı duyarız ve bu alışkanlığımız daha fazla tüketmemize sebep olur.

Bu durumun önüne geçmek için porsiyonları az da olsa küçültmek uzun vadede daha çok kilo vermenizi sağlar.

Porsiyon kontrolünde başlangıç için en iyi yöntem daha küçük tabaklar kullanmaktır. Böylece, tabağınız daha dolu gözükecek, daha az yiyerek aynı doygunluğa ulaşacaksınız.

Bir diğer yöntem ise masaya fazla miktarda yemek getirmemek, mümkünse pişirmemek.  Yemeniz gereken miktarı mutfakta tabağınıza koyun ve masaya asla tencere koymayın. Doymuş bile olsanız çok sevdiğiniz yemek gözünüzün önünde duruyorsa mutlaka onu bitirmek istersiniz.

Meyveler için de aynı durum geçerli. Büyük meyveler yerine küçük meyveleri tercih edin (örneğin, küçük bir elma alın). İki kilo alacaksanız, bir buçuk kiloya indirin.

Diyet yaparken yediklerinizin miktarına dikkat edin ve sayarak tüketin. Örneğin; ara öğünde  fındık tüketecekseniz  göz kararı almayın.  Yemeniz gereken miktar 10 fındık ise onu sayın. Bu yöntem gereksiz miktarlarda besin almanızı engelleyecektir.

Kilo verdiren sihirli bir diyet, besin veya bir ilaç yok. Yıllar içerisinde aldığınız kiloları bir kaç günde veya haftada veremezsiniz. Yapmanız gereken, hayat şeklinizi değiştirmek ve hayatınızın geri kalanını dikkatli bir şekilde yaşamak.

Bunun için beslenmenizi düzeltmeniz ve hareketinizi arttırmanız gerekiyor. Bu değişiklikleri ise bir günde başarmanız zor. Motivasyonunuzu yüksek tutup, uzun vadede bu yazdığımız maddeleri yaşam şekli haline getirmelisiniz!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir